20 Mart 2009 Cuma

"Sokak Sanatı" Kitabı



Basın BülteniSokak Sanatı
“Sokak Sanatı” kitabı Şubat ayında Artes Yayınları’ndan çıktı.
Şinasi Güneş’in hazırladığı yayın Sokak Sanatı üzerine derinlikli çalışmaların yapılabilmesi için bir başlangıç oluşturuyor. Türkiye’de Sokak Sanatı üzerine ilk kitap olma özelliğini taşıyor. Bir nevi Türkiye Sokak Sanatı tarihi... Makaleler ve imaj üzerine yazılar ile Sokak Sanatı’nın kavramsal açıdan sorgulanmasına çalışıldığı, yazıcılar ile yapılan röportajların ağırlıkta olduğu bir çalışma.
Kitapta yer alan yazıcılardan bazıları “Turbo”, “Cins”, “Tab”, “Keos”, “Mccroy”, “Gas”, “Osman”, “FlyPropaganda”...
Bu yayın bir yazıcının diliyle “İnsanlar sıcak yataklarında yatarken adını, soğuk kaldırımlara yazan” tüm sokak sanatı yazıcılarına ithaf edilmiştir.

Kitabın Künyesi:












































































Artes Yayınları: 5
Sanat Kitapları: 2
Basılış tarihi: Şubat 2009
212 sayfa
1.Sınıf hamur kâğıt
orjinal kapak
Basılı adet: 400
Türü: Sanat
ISBN: 978-975-8716-88-3Dağıtım: Es yayınları

Sokak Sanatı
Sanat sokaklara taşıyor, sokaklarda icra ediliyor ve alternatif bir konuma oturuyor. Sanatçı Şinasi Güneş bu süreci “Sokak Sanatı” kitabı ile dile getiriyor.


Sanat elitist duvarlarını yıkıyor, kendine yeni bir ortak mekân belirliyor. Mekânın bu yeni kurgusu sokak üzerine temelleniyor. Sanat ile sokak kavramlarını bir araya getiren ve geleneksel algılanışı elimine eden sokak sanatı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de özellikle gençler arasında yankı buluyor.
Sokak sanatı aktivistleri bu gençler sokakları tuval misali kullanırken kamusal olanı manipüle etmeleriyle vandalist öğeleride sokak sanatının içine dâhil ediyor. Duvarlar, direkler, reklam panoları, toplu taşıma araçları ve durakları, metro istasyonları gibi underground olarak nitelendirebileceğimiz uygulama alanlarına graffiti’lerle, stencil’lerle, sticker’larla yaratıcı müdahaleler de bulunuyor. Sokaklara attıkları tag’lerle de zamansal varoloşları kısa bir süreliğine kayıt altına alınıyor. Kısa bir süreliğine çünkü çoğu zaman kamunun doğrudan etkisiyle silinmeye mahkûm oluyor. Kamusal olana vurgu, bu sanatın icrasını illegal bir zemine taşıyor ve sokak sanatı aktivistlerini ortak bir söylemde buluşturuyor “ Yakalanmak yok, iz bırakmak var”. Hiçbir sanat eylemi yasalar tarafından suç kabul edilmiyor. Tabii Sokak Sanatı eylemleri hariç... Zaten Sokak Sanatı’nın cilvesini de bu oluşturuyor.
Hemen her gün sokaklarda karşılaştığımız bu izler, görsel ve düşünsel yönden takipçilerinin üzerinde etki bombardımanında bulunuyor. Estetik vurguyu ön plana çıkaran ya da mesaj ağırlıklı politik söylemleri bünyesinde barındıran Sokak Sanatı, bireysel ya da grup faaliyeti olarak tarihe eklemleniyor. Bu eklenimler artık bir sokak sanatı tarihinin oluşturulmasını zorunlu kılıyor.
Bu süreçte en nitelikli katkıyı sanatçı Şinasi Güneş, hazırladığı “Sokak Sanatı” isimli kitapla gerçekleştiriyor. Sanatçı; görsel şölen öğelerini, onların yaratıcılarını ve yorumlarını tarihsel seyrinde objektif bir tutumla okuyucuya sunuyor. Farklı meslek gruplarından yazarların da katkılarıyla geniş bir yorum perspektifine sahip olan bu yayın, imaj üzerine yazılarla sokak sanatının deşifresine davetiye çıkarıyor. Makalelerle, nesnel boyutta ki açılım, sokak sanatı aktivistlerinin röportajlarıyla öznel bir boyut kazanıyor. Tanıtım yazılarının da yer aldığı yayın, odak noktasına sanat icracılarını yerleştiriyor. Bir kaç aktiviste değinirsek eğer; “ Turbo”, “ Cins”, “ Tab”, “ Keos”, “ Mccroy”, “ Gas”, “ Osman” ve “ FlyPropaganda” …
Şinasi Güneş’in editörlüğünde “ Sokak Sanatı” kitabı alternatif bir sanatın tarihini, kendi ağızlarından kendi söylemleriyle okuyucuyla buluşturuyor. Yayın, Sokak Sanatı alanında yapılmış olan ilk kitap olma özelliğini taşıyor. İçeriğinin zenginliği ile ivme kazanan sokak sanatı niteliksel açıdan temel bir kitap olarak karşımıza çıkıyor.
Özgen Yıldırım
Sosyolog - Yazar
(“Sokak Sanatı”adı kitabı derleyen ve yazan “Şinasi Güneş” ile “Böcek” arasında yapılan röportajın dökümüdür.)Şubat ayında “Sokak Sanatı” adlı bir kitap çıkardınız. Bu kitabı yaratma fikri nasıl doğdu?Plastik sanatlar ortamındaki yayın yetersizliği yüzünden bir dizi yayın hazırlama düşüncesi belirdi bende. Öncelikle bunlar alternatif sanat disiplinleri ile ilgili olmalıydı. Türkiye’de yeterince tanınmayan ve yapılmayan konular üzerine bir yayın oluşturma düşüncesini benimsedim. Bu dizi ile ilgili olarak ilk üç yayını, “New York ve Sakız” (Video sanatı ile ilgili) kitabı, “Sokak Sanatı” ve “Posta Sanatı” kitabı olarak belirledim. Nitekim “Sokak Sanatı” kitabı çıkmış olan 2. yayınım.

Sokak Sanatı ile ilgili alakanız nasıl başladı?
Sokak Sanatı’na aslında bir nevi güncel sanat camiasındaki kuruluk yüzünden alternatif sanat arayışlarımın yansıması sonucu yöneldim.
Cihangir’de uzun yıllardır bir atölyem bulunmakta idi. Son zamanlarda atölyemin bulunduğu sokaktan dışarı çıktığımda birçok stensil ile karşılaşmaya başladım. Cihangir’in çehresi birkaç yıldır Sokak Sanatı uygulamaları ile birlikte oldukça değişti. Dolayısıyla duvarlarda gördüğüm birbirinden ilginç bu çalışmalar aradığım elektriklenmeyi bende oluşturdu. Önceleri eBenzin güncel sanat e-zini’nde Sokak Sanatı’na yer verdim. (www.ebenzin.com) Ardından uzun bir süre dâhilinde Sokak Sanatı uygulamalarını fotoğrafladım. Bir blog oluşturdum.
(www.streetartfromturkey.blogspot.com)
Tabii ki daha çok Beyoğlu ve çevresi ağırlıklı olmak üzere... Ardından mevcut fotoğraflar beni belge oluşturma mantığına itti. Bir kitap oluşturma fikrine...
Sizce Türkiye de Sokak Sanatı adına bir kitap yazılacak noktaya gelindi mi?
Son beş yıldır Türkiye de Sokak Sanatı uygulamaları oldukça yoğunlaştı. Hip hop kültürünün yansımalarını her yerde görmek mümkün. Gençlerdeki bu ilgi ve alaka da bu somut ürünlerin belgelenmesinin gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Ki bu konuda yurtdışında oldukça fazla yayın mevcut. Bizde yaşanırlılık olmasına rağmen yayın olmaması, başlı başına bir handikaptı.

Bu kitabı oluştururken fikir aşamasından basım aşamasına kadar nasıl bir yol izlediniz?
Türkiye de Sokak Sanatı’nın bir nevi tarihini oluşturacak bir yayın olmasına dikkat ettim. Çünkü bu yayın Sokak Sanatı üzerine ilk kitap idi. Kitabın hazırlık aşamasına geçmeden önce Sokak Sanatı yazıcıları ile görüşmeler yapıldı. Benim için en önemli şey objektif, direkt olarak gerçek anlamda sokak yazıcılarını ifade eden onların belirleyici olduğu, tarafsız bir yayın çıkarmaktı ki sanıyorum bunuda başardım. Kitapta yazıcıların dertlerini iyi ifade edebilmelerini sağlamak amacıyla röportajlara ağırlık verildi. Geçmişte konu ile ilgili olarak yeterli envanter olmadığı için ilk bilgilere ulaşılmaya çalışıldı ve bir Türkiye Sokak Sanatı Tarihi oluşturuldu. İşin teknik boyutu bir yana makaleler ve imaj üzerine yazılar ile Sokak Sanatı’nın kavramsal açıdan sorgulanmasına çalışıldı.

Kitap çıktıktan sonra ilgi düzeyi ne derece de olur? Bu konuda bir öngörünüz var mı?
Kitabın öncelikle büyük ölçekte gençleri kucaklayacığına inanıyorum. Kendilerini yansıtan bir yayın bulacaklar. Bir başucu kitabı olacağına ve bu konuda bir milat oluşturacağını düşünüyorum.

Bu kitapla beraber kamuoyunda sizce neler değişir?Geçmişte sokak sanatı çalışmaları kamuoyu tarafından siyasi bir sembol olarak ya da satanizm ürünü olarak algılanıyordu. Günümüzde ise bu bakış açısı büyük ölçekte kırıldı. Bu kitap kamuoyunu bir nebzede olsa bilgilendirecektir. Sosyolojik açıdan alternatif gençliğin sesinin kamuoyu tarafından duyulmasını sağlayacaktır. Alternatif bir kültürün çığlığı olacağı için uzun vadede etkileri ağırlığı hissedilecek bir yayın.

Sokak Sanatı adlı bu kitap, Türk Sokak Sanatı Tarihi’nde belgesel niteliğinde bir eser ve kalıcılık taşıyacak. Sizce kitabın içeriği bu ağırlığı kaldıracak boyutta mı?Kesinlikle taşıyacak nitelikte. Zengin bir içerik var. Bu kitap bir iddia taşımak amacıyla üretilmedi ama zamanlaması itibariyle kendiliğinden bir iddianın içine düştü. Bu nedenle dikkati çekmesi kaçınılmaz. Alternatif bir zümreye seslendiği için farklı eleştirilerinde gelmesi doğal olacaktır. Her eleştiri bizim için bir kazançtır. Bu konuda yapılan çalışmalar yakın tarihin ürünleri. Dolayısıyla bu uygulamalar ve bunları gerçekleştiren yazıcılar ile direkt olarak kontağa geçilebildiği için mevcut olan doğru bilgiye ulaşmak yerinde ve zamanında mümkün oldu.
Ve de geniş bir perspektiften bu konu ilgili olarak Türkiye’de yapılmış her şey mercek altına alındı. Bu süreç izlenirken sokak sanatçılarının kendi kendilerini yansıtmaları sağlandı. Zaten bu yayın, gücünü samimiyetinden alıyor.